Mms_tuncum

İnsanların Umudunu Kırma .Belkide Sahip Oldukları Tek Şey odur..

18 Aralık 2009 Cuma

Adını Bilmeden Sevdim...


Ben, seni; adını bilmeden sevdim. Ve, “var”lığınla gülüşünü…
Ben seni, yaşını bilmeden, gözünü-kaşını bilmeden sevdim.
Ve, “yar”lığa süzülüşünü.

Ben seni, sesini duymadan sevdim…
Ve duymadan nefesini.
Ben seni adını bilmeden sevdim…
Ama; sevdim!..

Üşüyüşünü sevdim…
Üşüyüşünü sevdim onüçüncü ayın ilk günü;
“Gel, ısıt” deyişini!..
Bekleyişini sevdim beşinci mevsimin gün bitimlerinde, bilerek gelmeyeceğimi…
Akşam alacalarının gönlüne yürüyüşünü sevdim…
Ve, kıpırtısız, karanlığa gömülüşünü sevdim.
Bir de;
“Gel, ışıt” deyişini!..

Ben seni, adını bilmeden sevdim.
İhtiyacım… Cevabım…
İsimler koydum sana; bahar yelim, çiçek tarlam… Gökkuşağım, ışığım… Kuşkanadım, pembe rüyam, çiy tanem…
Seni, adını bilmeden sevince öğrendim; seni sevmek için gerekmiyordu ismini bilmem…
…Sevdim işte!

Ben, seni; yaşını bilmeden sevdim… Yani bilmeden sevdim deden yaşında mıyım, torununla akran mı!
Ben seni, gözünü-kaşını bilmeden sevdim.
Ben seni, sesini duymadan sevdim.

Ve hatta öğrenmeye korkarken, bilmeye kıyamazken seni…
…seni sevdim.
Seni sevdim.

İçime salıncaklar kurdum gönlümün ipleriyle…
Oturdun, sallayamadım; dokunurum diye korkumdan!
Dolaştın boynuma bir sarmaşık gibi; okşayamadım.
…Koklayamadım!
Dalgalarını taramamış olan parmaklarım yabancı saçlarına…
Ve hâlâ bilmiyorum, gözlerin ne renk?.. Hangi yıldızlar mahpus içinde?

Ve ben sana hâlâ seni sevdiğimi söyleyemedim!..
Ama ben seni; adını bilmeden, yaşını bilmeden… Yüzünü bilmeden, sesini bilmeden…
…seni bilmeden sevdim.
Seni, “bilmeden” sevdim!
Senin olmadığın ve benim olmadığım bir sokaktaki köşebaşında çarpıştı duygularımız!
Döküldü içindekiler ve döküldü içimdekiler…
Sen yoktun orda ve ben de yoktum;
Ama sevda vardı!

Ve, ben; seni adını bilmeden sevdim

Gel Seni Çok Özeldim.. Güzel Gözlümm


Geçmiyor zaman…
Oysa yanımdaysan nasıl da doluyor boşlukları anlamsızlıklarımın…
Yetiremiyoruz…Saniyeler,dakikalar,saatler ve günler…

Nasıl da akıyor.
Ama yoksun diye durdu şimdi zaman.

Şimdi sen girsen odaya…Sana sarılsam,sarılsam,sarılsam.Ve o anda dursa ya dünya…Neden sen yokken duruyor ya?

Yalnız kıyılarımda sessizce bekleyiş gemilerimi yüzdürüyorum…Az kaldı diyorum.Sabret diyorum içimdeki bekleyen aşığa…Acı çekme o da seninle yokluğunda bile…

Özlemek…
İlk defa bu kadar sevdim özlemeyi,ve ilk defa bu kadar nefret ettim özlemekten.Yollara hiç bu kadar sövmemişti yüreğim,canım acımamıştı kimsenin yokluğunda bu derece.Ve bekletemedi zaman bile beni böyle…Uzaklıklar gerçekten sevenleri ayıramıyormuş öğrendik birlikte ama gözlerim her yerde seni arıyor.
Delirmeye bu derece yaklaşmamıştım ben “Deliyim ben” diye gezdiğim hiçbir anımda.

Gurur!
Gurur da neyin nesi?Hayatımda en yakınımdakiler için bile vazgeçmemiştim ben gururumdan.Şimdi aşkıma dair içinde gurur geçen tek duygum aşkımla gurur duymamdır herhalde…

Güven
Ne zaman ki çıkageldin bana soru işaretlerimi gömdüm ben.Endişelerim sana yönelik değildi.Güvensizlikler yüzdürdüğüm bireysel alanlarımın suyu çekildi.Şimdi bir tek sana güveniyorum derinliklerde.Oysa tek kişiye güvenmek de hatadır belki de…Güvenim sana dair sadece…Benim güvenim sensin.Benim güvenim bu aşk…Yaşamak için sebebimsin…

Hayat
İşte o sensin!Hayatımsın…

VE SEVMEK!!!
Öyle bir şeylerin hoşuna gitmesi değil bu.Sevmek nankörce olmaz öyle herkesin sandığı gibi…Gerçek sevgi koşulsuz sevdiğinde çıkageliyor…Neden sevdiğini bilmeden seviyorsun…
Ben seni bir şeylere rağmen değil ben seni rağmensiz seviyorum. …Ruhumsun çünkü…Seninle sıcak ve canlıyım.Sensiz bir morga yakışıyor bu beden ve uçmaya varacak gibi her an bu ruh…

Özlüyorum…
Uyumak uzak kalıyor artık bana…Hem hiçbir şey yapmıyor hem çok şey yapıyorum…Aldığım her nefesle seni yaşıyorum ve seni özlüyorum…

Nasıl oldu da anlamım oldun benim?
Aşk anlamlandırmak mıdır anlamsızlıkları?

Hadi gel artık…
Sarılayım sana
Öpeyim
Gözlerinin en derininde kaybolup
Tebessümünle kendime döneyim…
Gel artık
Çünkü bitmez bu özlem
Ben seni,seninleyken de özlüyorum
Gel,
Seni seviyorum…
SENİ SEVİYORUM!…