Öyle muhtaçki yüreğim bir damla sevinç yaşına
Öyle bıkmışki gözlerim ağlamaktan ayrılıklara,
Gel de kıskandır denizleri: sevdanın rüzgarıyla,
Es yüreğimde, dalga misali bitir ayrılıkları
Gel aşkların en ilahisini kazı yüreğime gözlerinle,
Yüreğim de yücelsin, aşkın en güzelmavilerle,
Gözlerin mehtap: sevinç yaşların deniz olsun,
Seyire dalsın yüreğim, aşkın en ilahisini gözlerinde,
Sevdalılar senden alsın aşkın en güzel rengini,
Yanan yüreğim senden tatsın: sevdanın serinliğini,
Sen de seyra dalsın denizler: doğanın maviliğini,
Gel de tattır yüreğime: en güzel rengi deniz gözlüm
24 Aralık 2009 Perşembe
Aslım Sadece Sana Ait...
Kendimden vazgeçtim.. sırf sana “ ben “ kadar yakın olabilmek için..
Avuç içleri gül kokan bir kız cocuğuna gelin ettiğim
Mavi düşlerimle son kez eğiliyorum satırlara
Bir türlü anlatamadığım..
Bir türlü ispatlayamadığım sevdanın ketum dilini , yine yükledim dudaklarıma..
Hiçbir sıfatla özdeştiremediğim yüreğini anlattım harf harf..
Gelincik tarlalarına hediye eylediğim gözyaşlarımla yazdım seni dua dua..
Bu kez satırlarımda ölüm olmayacaktı..Hüzün de..
Bir yanıma Elifi , bir yanıma seni alıp pervazı olmayan düşlerime kanatlandırdım tüm kuşları..
Tecritli ellerimi bıraktım umuda..
Dökülen her kelimeye seni ilmekledim
Gözlerimin görebildiği sığ ufka , senin yüreğinin genişliğini bıraktım
Adını bıraktım yalnızlığın kuraklığına
Seni anlattığım her bulut eteğini çekti nemli gözlerimden
Yüreğini özetlediğim her karanlık vazgeçti bendeki saltanatından
Biliyorum bendeki hiçbir kelime..
Senin bende ifade ettiğin büyüklüğü anlatacak kadar , nüfus edinemeyecek dudaklarıma..
Çünkü sen bende hayat kadar büyüksün.. umut kadar mutluluk yüklüsün…
Kendimden vazgeçeli yıllar oldu
Sana anlattığım hüzün buzdağlarını eriteli de çok seneler oldu..
Seni hiçbir zaman “ ötekiler “ kısmına koymadım
Seni bende hiçbir zaman “ sen “ kadar yabancı görmedim
Sana hiçbir zaman “ sen “ demedim
Sen bendin!.. ben de sen!..
Seni bu kadar ben yapmışken sitem etme bana “ ölümü “ bu kadar anıyorsun..diye
Farkında değil misin be can?
Ölüme karşı tek sığınağım sensin
Tek duamsın.. dilsizliğin hükümran olduğu alfabede Tek anlamımsın..
Bensizliğin beş para etmediği yalnızlık mabedinde..
Bilmez misin be can?..Bende benin kalmadığını?..
Yıllar önce kendimi tüm kütüklerden zayi düşürüp bensiz yaşadığımı bilmez misin ey yar
Sonra sen geldin bensizliğin tecritli sofralarına
Bensizliğin kuraklığına umut öznelerini serdin
Elif bereketini bıraktın..
Öznesizliğin kuraklığına , Hiçliğimin duraklarına bir anlam katan..
Hüvviyetsizliğimi , yüreğinle vücut bulan sensin
Bu kadar bütünlenmişken sana, ölümü nasıl öpebilirim ki dudaklarımla
Ve şimdi ben kendimden vazgeçtim sadece sana ”ben” kadar yakın olabilmek için
Ve şimdi sen oldum bende sadece kendime “ sen “ kadar yabancı durabilmek için
Anla olur bende “ ben “ diye biri yok
Ben sadece ‘’sen’im”..
Senden önceki tüm sicillerimi sildim ben sadece sana aitim!..
Yürek sancımın tek refakatçisi , sözcüklerimin yegane bekçisi
Aldırma satırlarıma bulaşmış hüzün rutubetine
Önemseme kendimle olan savaşın galibine
Sakın ve sakın seni severken başka birisine meyl ettiğimi düşünme
Tek bir cümlem var öznesi sen kokan, yüklemi el kokan
Sen varken gizlice hangi yasak düş’ü peydahladım düşlerime
Senden başka hangi yüzde kuruladım gözlerimin rutubetini
Hüzün çalan mürekkebimi senden başka hangi dudağa özne bilmişim
Yok yok Senden başka bir yâr bilmedim ben
Biliyorum bu sevdadan her zaman vazgeçmek isteyen taraf ben zannedildim
Gitmek için bahaneler üreten hep benim dilimdi
Ama gitmedim..
Ama vazgeçmedim..
Çünkü ben seni dudaklarıma “ unutmak “ için mühürlemedim
Ben seni bir gün gittiğinde cevap hakkımı kullandığım cümlelerde harcamak için Elif’ime ellerini vermeni istemedim
Ben sende “ kendimi “ sen kadar yakın buldum sevdim seni
Bereket diye aşıma, azığıma kattım seni, yalnızlığımı avutasın diye değil…
Ben seni dua bildim semaya uzanan yakarışlarımda, ölümü dudaklarında hediye eyleyesin diye değil…
Yürek sancımın tek refakatçisi, durma öyle ölüm gibi suskun suskun
Omuzlarındaki tüm umut türkülerini yığ kapıma
Gözbebeklerine istiflediğin hüzün yüklerini bırak avuçlarıma
Hadi uzat ellerini, yüreğimde nüfus edinen ölüme karşı saf tutalım gülüşlerimizle
Hadi daya yüreğini yüreğime, hayat yolunda bir an tökezleyen yarınlarımızı “ umut”landıralım nefesimizle!..
Hadi üzerimdeki tüm sıfatları çıkardım
Sadece seni giyindim
Suretimi de bıraktım geçmişime .. aslım sadece sana ait…
Gayri senin yürek rahmine düşmekte nüfusum..
Soyundum benliğimden
Unutuldum bendeki bensizliğimden
Düşürüyorum kendimden
Tut beni yüreğimden..
Tut ne olur kendime ait kirpiklerimden
Yolumuz uzun lakin susuzluğum aşikar..
Suskunluğuma aldanma birazdan unutulmuşluğum azar
En iyisi ölüm beni yakalamadan,
Varlığına kat beni
Çünkü hiçliğim ancak sende anlam kazanır!..
Avuç içleri gül kokan bir kız cocuğuna gelin ettiğim
Mavi düşlerimle son kez eğiliyorum satırlara
Bir türlü anlatamadığım..
Bir türlü ispatlayamadığım sevdanın ketum dilini , yine yükledim dudaklarıma..
Hiçbir sıfatla özdeştiremediğim yüreğini anlattım harf harf..
Gelincik tarlalarına hediye eylediğim gözyaşlarımla yazdım seni dua dua..
Bu kez satırlarımda ölüm olmayacaktı..Hüzün de..
Bir yanıma Elifi , bir yanıma seni alıp pervazı olmayan düşlerime kanatlandırdım tüm kuşları..
Tecritli ellerimi bıraktım umuda..
Dökülen her kelimeye seni ilmekledim
Gözlerimin görebildiği sığ ufka , senin yüreğinin genişliğini bıraktım
Adını bıraktım yalnızlığın kuraklığına
Seni anlattığım her bulut eteğini çekti nemli gözlerimden
Yüreğini özetlediğim her karanlık vazgeçti bendeki saltanatından
Biliyorum bendeki hiçbir kelime..
Senin bende ifade ettiğin büyüklüğü anlatacak kadar , nüfus edinemeyecek dudaklarıma..
Çünkü sen bende hayat kadar büyüksün.. umut kadar mutluluk yüklüsün…
Kendimden vazgeçeli yıllar oldu
Sana anlattığım hüzün buzdağlarını eriteli de çok seneler oldu..
Seni hiçbir zaman “ ötekiler “ kısmına koymadım
Seni bende hiçbir zaman “ sen “ kadar yabancı görmedim
Sana hiçbir zaman “ sen “ demedim
Sen bendin!.. ben de sen!..
Seni bu kadar ben yapmışken sitem etme bana “ ölümü “ bu kadar anıyorsun..diye
Farkında değil misin be can?
Ölüme karşı tek sığınağım sensin
Tek duamsın.. dilsizliğin hükümran olduğu alfabede Tek anlamımsın..
Bensizliğin beş para etmediği yalnızlık mabedinde..
Bilmez misin be can?..Bende benin kalmadığını?..
Yıllar önce kendimi tüm kütüklerden zayi düşürüp bensiz yaşadığımı bilmez misin ey yar
Sonra sen geldin bensizliğin tecritli sofralarına
Bensizliğin kuraklığına umut öznelerini serdin
Elif bereketini bıraktın..
Öznesizliğin kuraklığına , Hiçliğimin duraklarına bir anlam katan..
Hüvviyetsizliğimi , yüreğinle vücut bulan sensin
Bu kadar bütünlenmişken sana, ölümü nasıl öpebilirim ki dudaklarımla
Ve şimdi ben kendimden vazgeçtim sadece sana ”ben” kadar yakın olabilmek için
Ve şimdi sen oldum bende sadece kendime “ sen “ kadar yabancı durabilmek için
Anla olur bende “ ben “ diye biri yok
Ben sadece ‘’sen’im”..
Senden önceki tüm sicillerimi sildim ben sadece sana aitim!..
Yürek sancımın tek refakatçisi , sözcüklerimin yegane bekçisi
Aldırma satırlarıma bulaşmış hüzün rutubetine
Önemseme kendimle olan savaşın galibine
Sakın ve sakın seni severken başka birisine meyl ettiğimi düşünme
Tek bir cümlem var öznesi sen kokan, yüklemi el kokan
Sen varken gizlice hangi yasak düş’ü peydahladım düşlerime
Senden başka hangi yüzde kuruladım gözlerimin rutubetini
Hüzün çalan mürekkebimi senden başka hangi dudağa özne bilmişim
Yok yok Senden başka bir yâr bilmedim ben
Biliyorum bu sevdadan her zaman vazgeçmek isteyen taraf ben zannedildim
Gitmek için bahaneler üreten hep benim dilimdi
Ama gitmedim..
Ama vazgeçmedim..
Çünkü ben seni dudaklarıma “ unutmak “ için mühürlemedim
Ben seni bir gün gittiğinde cevap hakkımı kullandığım cümlelerde harcamak için Elif’ime ellerini vermeni istemedim
Ben sende “ kendimi “ sen kadar yakın buldum sevdim seni
Bereket diye aşıma, azığıma kattım seni, yalnızlığımı avutasın diye değil…
Ben seni dua bildim semaya uzanan yakarışlarımda, ölümü dudaklarında hediye eyleyesin diye değil…
Yürek sancımın tek refakatçisi, durma öyle ölüm gibi suskun suskun
Omuzlarındaki tüm umut türkülerini yığ kapıma
Gözbebeklerine istiflediğin hüzün yüklerini bırak avuçlarıma
Hadi uzat ellerini, yüreğimde nüfus edinen ölüme karşı saf tutalım gülüşlerimizle
Hadi daya yüreğini yüreğime, hayat yolunda bir an tökezleyen yarınlarımızı “ umut”landıralım nefesimizle!..
Hadi üzerimdeki tüm sıfatları çıkardım
Sadece seni giyindim
Suretimi de bıraktım geçmişime .. aslım sadece sana ait…
Gayri senin yürek rahmine düşmekte nüfusum..
Soyundum benliğimden
Unutuldum bendeki bensizliğimden
Düşürüyorum kendimden
Tut beni yüreğimden..
Tut ne olur kendime ait kirpiklerimden
Yolumuz uzun lakin susuzluğum aşikar..
Suskunluğuma aldanma birazdan unutulmuşluğum azar
En iyisi ölüm beni yakalamadan,
Varlığına kat beni
Çünkü hiçliğim ancak sende anlam kazanır!..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)